Ahmet Hikmet Müftüoğlu’nun “Cihânın târihi, vatanı uğrunda senin kadar uğraşan, kanını döken bir millet daha gösteremez. Senin kadar kimse kendi vatanına sâhip olmağa hak kazanmamıştır. Bu vatan ya senindir, ya kimsenin!...” mısraları tamda namı değer Benzinci Kör Hafız’a yazılmış bir mısra, O’ na söylenmiş bir söz gibidir.
Vatan için, millet için fedakarlık herkese de nasip olmaz. Çünkü fedakârlık, feragati gerektirir. Ayrıca da fedakârlık bir tercih meselesidir. Yani, sahip olduğu, her türlü olanak ve imkânlardan, hatta yaşamında, feragat edip, bunun yerine ömrünü başka bir işin yapılmasının, bir ölçüde daha iyi olabileceğini serdedip varidatını orda sarf etmektir.
Onlar, birer isimsiz kahramandır. İstiklalimize, bağımsızlığımıza ve bugün sahip olduğumuz tüm değerlere, bu meçhul kahramanlar sayesinde sahip olduk.
Bu isimsiz fedakarlardan biridir Benzinci Kör Hafız. O’nun hikayesi anlatılmaya değer yaşanmış bir hikayedir. O, zamanın tıp öğrencisidir. Başka bir deyişle tıbbiyelisidir. Gelin yaşanmış bu hikayeyi okuyalım, çocuklarımıza da okutalım.
Asıl adı; Mustafa Ayrıközü olan Benzinci Kör Hafız gerçek bir İzmirliydi. Kemeraltı Çarşısı’nda seyyar satıcı idi. Muhtar çakmaklarından ibaret bir medeniyet döneminin adamıydı. 60 Yıl boyunca çakmaklara benzin satarak geçindi.
Ama onun bir tıp öğrencisi iken vatan savunmasında gözlerini kaybedip okulunu bitiremediğini bilenimiz pek yoktur. Asıl adı Mustafa Ayrıközü 1902 yılında İzmir’de doğmuştu. Tıbbiye de öğrenciydi, mezun olup yaşamını hekim olarak sürdüreceğini hayal ederken vatan savunması için Antep’e asker olarak gönderilmişti. İşgal altındaki Antep’te Fransızlar’a karşı savaşırken sağ gözünü kaybetmiş, ardından Musul iline gönderilmiş. O cephede de İngilizler’e karşı savaşırken, bu kez sol gözünü kaybetmiştir. İki gözünü de kutsal bildiği vatan topraklarını savunurken kaybeden İzmirli Tıbbiye öğrencisi Mustafa Ayrıközü, memleketi İzmir’e döner ve okuluna devam edemez.
Sonrasında İzmir Kemeraltı’nda 60 yıl sürecek seyyar satıcılık düşer zamanın tıbbiye öğrencisi Benzinci Kör Hafız’ın nasibine . Sabah akşam, alçacık hasır iskemlesinde boynuna asılı tablasıyla İzmirli’nin kalbinde taht kurar.
Elinde tarak destesini şakırtarak... Sesi kırık ve acındırıcı bir halde. ‘Ayna var, tarak var! Dikiş iğneleri, çengelli iğneler, bellere lastik elbiselere askılar, çakmaklara benzin... Ayna var, tarak var...’
İnsanlar acır bu kahramanın haline. Sadaka veren bile olur. O ise para verenlere çok kızar, parayı buruşturup atar.Ekmeğini çıkarmak için, “bu vatan için gözlerimi verdim” diye böbürlenmeden, yoksulluk içinde 60 yıl kavga vererek 1997 senesinde bu dünyadan göçüp gider, Benzinci Kör Hafız. Selam Olsun O’na!