CAMİAMIZDA İZ BIRAKANLAR-4
AVUKAT ÖMER FAZIL OLGUN
Sadrettin HAŞILOĞLU
Sevgili okurlar, dergimizin bu sayısında bize ayrılan sayfalarda camiamızda iz bırakan üstadımız Avukat Ömer Fazıl Olgun’u rahmetle anarak anlatmaya çalışacağım.
Üstadımız, 1894 yılında Erzurum’da Aşağı Habip Efendi Mahallesi’nde doğdu. Babası Erzurum nüfus kâtiplerinden Oltuluzade Mehmet Sait, annesi Yavuluoğullarından Erzurum Belediye Reisliği de yapmış olan Hamit beyin kızı Suphiye hanımdır. Babasının büyük dedesi Vezirzade Hacı Süleyman Münip bey Hicri 1219 (M.1804-1805)’da Oltu’dan Erzurum’a gelmiştir.
Avukat Ömer Fazıl Olgun
Erzurum Nümune-i Terakki İptidai Mektebini ve Erzurum Mülkiye İdadisini bitirdikten sonra 1329 (M.1913) yılında İstanbul Darülfununu Hukuk Fakültesinden mezun olmuştur. Okuduğu tüm okullardan Alilyül-âlâ (İyilerin en iyisi) derecesi ile mezun olmuştur. Mezuniyet sonrası Hâkim ve Savcı olmak için girdiği yazılı ve sözlü sınavlarda başarılı olarak tatbikat sınıfına kabul edilmiş fakat kısa süre sonra çıkan 1.Dünya Savaşı nedeniyle ilan edilen Genel Seferberlik kapsamında silahaltına alınmıştır. Sevk edildiği Mektebi Harbiye’de aldığı 6 aylık eğitim sonunda zabit vekili (Asteğmen) olarak Edirne’de bulunan 4.Tümen 10.Alay’da göreve başlamış, kısa bir süre sonra da birliği ile Çanakkale Cephesinde görevlendirilmiştir. Çanakkale Savaşı’nda katıldığı birçok muharebeden sonra göğsünden yaralanarak İstanbul’a sevk edilmiş, tedavisi üç aydan fazla sürmüştü (Ö.Olgun, 1963: 7-8). Söz konusu tedavisi devam ederken yattığı hastanede bir de tifüse yakalanmıştı (R.Olgun, 1963: 14).
Cevat Dursunoğlu (1963: 22)’nun anlattığına göre; Ömer Olgun, sağlığına kavuştuğu gün yetkili makama başvurarak yeniden görev ister. Yetkili makamın kayıtlarda Yedek Teğmen Ömer Efendinin künyesini araştırması sonucunda “Bu defterde künyesi yazılı subay Çanakkale’de şehit düşmüştür” cevabını alarak şaşırmış, devamında yetkili “Derhal seni şimdi tekrar dirilterek Doğu Cephesine veriyorum” diyerek sevindirmiş ve sevk işlemini yapmıştır.
Bu şekilde Doğu Cephesindeki göreve hazırlık yapmak üzere Çorlu civarında bulunan birliğine katılmıştır (Olgun, 1963: 8).
Mart 1916’da birliği ile Güneydoğu cephesine intikal hazırlığı yaparken teğmenliğe terfi eder. Erbil’e vardıktan kısa bir süre sonra Revanduz istikametinde Ruslarla yapılan muharebelere iştirak eder ve birliği İran içlerinde Lahican Ovası bölgesine kadar ilerler. Bu bölgede yapılan muharebeler sonunda Ruslara esir düşer. İki yıl kadar esarette kaldıktan sonra yurda dönüşünde Batum Müstahkem Mevki Komutanlığınca Adli Müşavirliğe tayin edilir. Batum’un tahliyesi üzerine Karargâh ile birlikte Trabzon’a intikal etmiş, 1919 yılı Temmuz ayında Trabzon’dayken terhis edilmiştir (Ö.Olgun, 1963: 9-11).
O dönemde Trabzon’da bulunan Azerbaycan Hükümet temsilcisinin davetini kabul ederek Bakü’ye gitmiş, Azerbaycan Adliye Nezaretinde Hukuk Müşaviri olarak görev yapmıştır. Azerbaycan’ın Ruslar tarafından işgalinden sonra esaret altında görev yapamayacağı düşüncesiyle Erzurum’a dönmüş, 1920 yılında Avukatlığa başlamıştır. 1921 yılında yeniden silahaltına alınarak Batı cephesine sevk edilmiş, Sivas’a kadar gittikten sonra gerek kalmadığı bildirilerek terhis edilmiştir. Erzurum’a dönerek yeniden Avukatlığa başlayan üstadımız 1925 yılında Müceldili Fazıl beyin kızı Mürüvvet Hanım ile evlenmiş, Gökalp ve Turgut adında iki oğlu olmuştur (Ö.Olgun, 1963: 12).
Erzurum Barosu ilk defa 1920 yılında kurulmasına rağmen daha sonra infisah olmuş (feshedilmiş) ve Avukat Ömer Fazıl Olgun, Avukat Ömer Lütfi Kibaroğlu, Avukat A. Münir bey, Avukat Mustafa Sıtkı bey, Avukat Ali Dursun bey, Avukat Memiş Etem Yazıcı ve Avukat Halil Samih Kobal tarafından 1 Eylül 1934 tarihinde yeniden kurulmuştur. Erzurum barosunun ilk genel kurul toplantısının yapıldığı 03 Eylül 1934 tarihinde ruhsatlı avukat sayısı “sekiz” idi. Kuruluşta sadece Avukat Mesut bey kurucu aza olmamış, diğer tüm avukatlar kurucu üye olmuştu. Yapılan ilk genel kurul toplantısı sonucunda Baro Başkanlığına Ethem Memiş Yazıcı, Yönetim Kurulu Üyeliklerinde de Halil Samih Kobal, Ömer Fazıl Olgun, Mustafa Sıtkı bey seçilmişlerdir. Daha sonra Erzurum Barosuna Kars, Erzincan, Ağrı ve Gümüşhane’de görev yapan avukatlar üye olmuşlardır. Av. Ömer Fazıl Olgun 1937-1944 yılları arasında Erzurum Bölge Baro Başkanlığı yapmıştır.
Okumanın, araştırmanın avukatın başarılı olması için vazgeçilmez bir meziyet olduğuna inanan üstadımız gençlerin bu alışkanlığı kazanmasına çok önem verirdi. Avukatlık stajını üstadımızın yanında yapan Orhan Şerifsoy (1963: 43) bu konuyu şu şekilde anlatmaktadır: “Kendisinin çok iyi bildiği ve bizlerin de bilmesini şiddetle arzuladığı hususları güya kendisi bilmiyormuşçasına; ‘filan hususta şu kitabın şu bahsini okuyarak bana lütfen malumat veriniz’ diyerek bizi bilhassa okumaya, tetkik ve tahkike zorladığı ve yine ‘Orhan bey bu husustaki noktayı nazarınızı bana bildiriniz’ demekle bizlere daha çok müptedi olduğumuz anlarda kıymet verdiği bir hakikattir”. En haksız talepler ve hatta tahrikler karşısında dahi genç meslektaşlarına sükûnet ve ölçülü olmalarını tavsiye eden üstadımız, bunun meslekî başarının sırrı olduğunu vurgulardı (Şerifsoy, 1963: 44).
Hukukî konularda okumayı, araştırmayı, mevzuattaki değişimleri güncel olarak takip etmeyi hiç ihmal etmeyen üstadımızın bir devlet memurundan daha titiz mesai saatlerine uyduğunu, her gün sabah erkenden ve aynı saatte bürosunda çalışmaya başladığını, akşamları da bürosunu en geç kapatanın o olduğunu büyüklerimizden çok dinlemişimdir.
Üstadımızın genç meslektaşlarım tarafından örnek alınması gereken uygulamalarından biri de şu şekildeydi: Müvekkilinden aldığı parayı dosyasına yazar, yapılan harcamaları da ayrıntısı ile not eder ve dava sonuçlandığı zaman müvekkilini çağırıp yapılan harcamaları kuruşu kuruşuna izah ederek kalan tutarı son kuruşuna kadar iade ederdi.
Avukatlık stajını üstadımızın yanında yapan Prof. Dr. Ünal Narmanlıoğlu da aşağıdaki anlatımıyla makalemize katkıda bulundu:
“Ben avukatlığa başladığımda rahmetli 43 yıllık meslek hayatını geride bırakmıştı. Yargı camiasında dürüstlüğü ve üstün hukukî nosyonu ile temayüz etmiş, Yargıtay’a imzası ile giden hukukî görüşleri istisnasız teyid ve kabul görmüştür.
İki yıl süreyle bir bankanın avukatlığını birlikte yürütmüştük. Değerli görüş ve tutumları bana rehber olmuştur.
O yıllarda mahkeme dilekçelerine 16 (onaltı) kuruşluk pul yapıştırma zorunluluğu vardı. Bir defasında bir müvekkilinin bir kuruşu arta kalmış, onu not edip kendisine iade etmişti. O sırada yazıhanede bulunan kendisi gibi meslek büyüklerimizden birisi bu kadar titiz olmanın gereksiz olduğunu söyleyince ‘Ben oruç tutmam, namaz kılmam ama Allah’tan korkarım’ demişti. Nur içinde yatsın.”
Adalet eski bakanlarımızdan Av. Selçuk Erverdi (1963: 5) de Erzurum Bölge Baro Başkanı olduğu dönemde, tüm zorluklarına rağmen avukatlık mesleğini çok sevmesindeki Ömer Olgun faktörünü şu şekilde açıklıyordu:
“Mesleğe başladığımızın daha ilk yıllarında tahmin ve tasavvurlarımızın üstünde gayret sarfını icap ettiren çetin bir yola girmiş olduğumuzu anladık. Geçen seneler ise gittikçe şevkimizin azalması ve şikâyetlerimizin çoğalmasını mucip oldu. Bu ruh haleti içersinde meslek faaliyetimize bizzarur devam ederken, bir yandan da bu meslekte bir ömür harcamış insanların hassaten üstadımız Sayın Ömer Olgun'un sabır ve tahammülüne içten içe gıpta ettiğimizi ne saklıyalım. Onun tahammülünü sağlayan faktörlerin başkasına yardım etmekten alınan manevi zevk ve adaletin tecellisinde hissesi bulunmanın verdiği kuvvet olduğunu onu tanıdıkça anladım. Bu hasletlerinden dolayı üstadımızı ve bu imkânlarından dolayı mesleğimizi daha çok sever oldum”.
Uzun askerlik döneminde katıldığı savaşların ve esarette yaşadığı zorlukların etkisiyle de olacak vatanının ve cumhuriyetin kıymetini bilen, Cumhuriyete ve Atatürk Devrimlerine yürekten bağlı, mesleğini vatan hizmeti gibi görüp titizlikle yapan bir büyüğümüzdü.
Mesleğimizde her yönüyle örnek bir büyüğümüz olmasının yanı sıra vatanımızın ve milletimizin bağımsızlığı için canını feda edecek şekilde birçok cephede, farklı düşmanlara karşı savaşlara katılmış, kanı ile vatan topraklarını sulayarak Gazilik ünvanını almış üstadımıza Allah’tan rahmet diliyorum, nurlar içinde uyusun.
KAYNAKLAR
Erzurum Barosu Baro Levhası kayıtları.
Erverdi, S. (1963); “Ömer Olgun İçin”, Ömer Olgun’a, Erzurum Bölge Barosu yayını, s.s: 5, Erzurum.
Dursunoğlu, C. (1963); “Ömer Olgun İçin”, Ömer Olgun’a, Erzurum Bölge Barosu yayını, s.s: 21-22, Erzurum.
Olgun, Ö. (1963); “Tercüme-i Halim”, Ömer Olgun’a, Erzurum Bölge Barosu yayını, s.s: 7-12, Erzurum.
Olgun, R. (1963); “Ağabeyim: Olgun”, Ömer Olgun’a, Erzurum Bölge Barosu yayını, s.s: 13-15, Erzurum.
Şerifsoy, O. (1963); “Avukat Orhan Şerifsoy”, Ömer Olgun’a, Erzurum Bölge Barosu yayını, s.s: 43-45, Erzurum.